masturbasyon yaparak kendimi tatmin etmeyle başladı seks hikayem

Kendimi bildim bileli cinsel olarak aktif oldum. İlk mastürbasyonumu 8 yaşındayken koltuğun arkasına saklanarak yaptığımı hatırlıyorum. Çocukluğumda internet olmadığı için gazetelerin arka sayfalarında ve 3. sayfalarında çıkan çıplak kız fotoğraflarını keser onlardan koleksiyon yapardım. Annem evi temizlerken bulmasın diye akılları zorlayacak yerlere saklardım. O yaşlardan beri neredeyse her gün en az bir kez boşalmam lazım. Eğer bir gün boşalmadan geçerse ertesi gün kafamı toparlayıp çalışamam bile. Ortaokul ve lise zamanlarında bir çok kız arkadaşım oldu.

Ancak üniversitede tek bir kız arkadaşım oldu. Üniversite boyunca birlikte yaşadık ve üniversiteden hemen sonra evlendik. Gençlik aşkıyla ve ihtiraslarla doluyken ve çok genç evlendikten sonra uzun süre eşimden başka hiç bir kadına ilgi göstermedim. Eşim ile tamamen her konuda tatmin dolu bir evliliğimiz vardı. Tüm arkadaş çevremizde hayranlık duyulan bir çifttik. İşim gereği sürekli kadın iş arkadaşlarımla dünyanın her noktasına iş seyahatleri yapıp uzun süre yurt dışında kalsam bile eşime her zaman sadık kalıyordum.

Hem kendi çalışanlarım hem de iş yaptığımız şirketlerdeki kadınlar her zaman yakınlaşmaya beni etkilemeye çalışırlar. İşe yeni başlayan kadın çalışanlarımın odama gelirken makyajını tazelemesi, gömleğinin üstten bir düğmesini daha açarak gelmesi, dikkatli dinliyormuş gibi yaparken öne eğilerek göğüslerini belirgin hale getirmesi, mini eteklerinden frikik vermeleri ve bunlara rağmen benden iş dışında en ufak bir ilgi göremeden odamdan ayrılması oldukça sıradandır. Seyahatlerde ise daha da yakınlaşmaya çalışan kadın iş arkadaşlarım sarhoş olup teslim olmamı beklerler ama ben hiç sarhoş olmam. (bir tek istisna dışında, ilerleyen yazılarımda anlatacağım 🙂

İşle, özel hayatı hiç bir zaman birbirine karıştırmamaya çalışırım. Bir taraftan da bunun tadını çıkarıyorum. Açıkçası güzel, çekici, bakımlı ve iş hayatında da başarılı kadınlarının menfaat sebebiyle de olsa karşımda böyle kıvrandıklarını görmekten de büyük zevk alıyorum.

Bu şekilde devam eden yıllardan sonra eşimle aramızdaki ihtiraslar ve arzular bir gün tükenirverdi. Artık sevişmiyorduk. Ben talep etsem de eşimin istekleri tamamen bitmişti. Bunu düzeltmeye ve farklı şeyler deneyerek arzularımızı tetiklemeye çalıştık ancak fayda etmedi. Asıl konumuz bu olmadığı için daha fazla detaya girmeyeceğim. Sonuçta uzaklaştık ve ben uzun süre sevişemediğim için iyice hayattan kopmaya başladım. Cinsellik benim için hava ve su kadar önemli bir ihtiyaç. Artık yapacak bir şey kalmamıştı. Sahalara geri dönme zamanı gelmişti. İş ve arkadaş çevremden kimseyle bir şey yaşamak istemiyordum. Paralı seksten oldum olası nefret ettim. Karşılıklı arzuların, ihtirasların olmadığı bir seks benim için oldukça rahatsız edici bir deneyim.

Eşimle seks yapmadığımız zamanlarda internette genç kızlarla karşılıklı mastürbasyon yapmıştım bir kaç kez. Tanıştığım bir kız vardı. Üniversiteye yeni başlamıştı. Henüz hazırlık sınıfındaydı. 18 yaşındaydı. Bir sevgilisi vardı ancak sevgilisiyle evlenmeyi düşündüğü için onunla sevişmiyordu. Sevgilisinin onu iyi bir ev kızı olarak bilmesini aksi halde kendisini istemeyeceğini düşünüyordu. Ancak üniversiteye yeni başladığı için evlenene kadar geçecek 4-5 yıllık sürede de sekssiz kalmak istemiyordu. Nadiren de olsa başka erkeklerle seks amaçlı görüşüyordu. (Kadınları anlamak imkansız) Biseksüel arzuları olan bir kızdı. Kızlar yurdunda 3 kişilik bir odada kalıyordu. Kız arkadaşları aynı odada çamaşırları ve pijamalarıyla gezip onu tahrik ediyorlardı ancak bu durumu kimseye belli edemiyordu. Yanlış anlaşılmaktan ve arkadaşlarını kaybetmekten korkuyordu. Her fırsatta bana kendi çıplak fotoğraf ve videolarını gönderirdi. 165 cm balık etli güzel bir kızdı. Açık renk teni ve eşsiz kocaman kalçaları vardı. Bir kadının her detayını ayrı ayrı severim. Dudakları, boynu, bacakları, bel kıvrımı, elleri, teninin her noktası, kokusu, saçları ve tabi ki gözleri beni baştan çıkarabilir. Ama beni en hayvansı anlamda direk tahrik eden şey kalçalardır. Bende hemen sert ve çılgınca sikişme heyecanı uyandırır. Ölçüsü değil, şekli ve vücutla uyumu önemlidir benim için. Büyüktense daha orantılı kalçaları tercih ederim ama dediğim gibi önemli olan vücudu nasıl tamamladığı ve ben de uyandırdığı penisimi oraya saplama arzusudur. Bu kızında kocaman kalçaları vardı. Hiç o kadar büyük kalçaları olan bir kızla birlikte olmamıştım. Bunun beni rahatsız edebileceğini ve hatta dokunduğumda hoşlanamayabileceğimi bile düşünüyordum.

Yine de eşsiz bakışlarıyla her gördüğümde beni çok tahrik ediyordu. Bazen kamerasını açar ve mastürbasyon yapmamı isterdi. Odada diğer kız arkadaşları varken o yatağında, üstüne bir pike örter laptopunu açar ders çalışıyormuş gibi yaparken bir taraftan benim penisimi sıvazlamamı izler ve çaktırmadan kendi amını okşardı. Arkadaşlarına belli etmemeye çalıştığı için ses çıkaramazdı ama gözlerindeki alev alev arzuları, dudağını ısırmasını, yüzünün kızarmasını ve yüz kaslarının titremesini görmek bile benim delicesine boşalmama yeterdi.

Ben İstanbul’da yaşıyorum. Ancak çok daha uzak bir şehirde üniversite öğrencisiydi. Bir gün artık dayanamadım ve uçağa atlayıp yanına gittim. İndiğimde bir araç kiraladım ve üniversite kampüsünün yakınlarındaki bir avm’nin otoparkında onu beklemeye başladım. Ben 32 yaşımdaydım. O ise 18 yaşındaydı. Aramızdaki yaş farkını düşündüğümde ve ilk kez kendimden bu kadar genç bir kızla birlikte olacağımı düşündüğümde kafamda bir çok soru işareti oluyordu. Acaba gerçekten aradığım tatmini elde edebilecek miydim? Emin değildim.

Geldiğinde direk aracın içine bindi, dışarı çıkmamı istemedi. Kampüse yakın olduğumuz için bir gören olur, en kötüsü erkek arkadaşının bir tanıdığı görür diye çekiniyordu. Dışarıda yağmur yağıyordu ve hava soğuktu. Gelip aracın içine atladı. Sert bir ifadeyle “hemen gidebilir miyiz” dedi. Ses tonu ve mimikleri hiç tanıdığım kız gibi değildi. Üstünde kalın bir kaban ve başında beresi vardı. Kabanının altından koyu renk muz çorapları gözüküyordu. Ayağında kısa kalın topuklu botlar vardı. Bense her zaman ki gibi kot kumaştan ama klasik kesim bir pantolon, ve şık bir gömlek, siyah klasik ayakkabılarımla gelmiştim. Ceketim ve trençkotum arka koltuktaydı. Öğrencilerin nasıl giyindiğini unutalı çok zaman olmuştu. Buluşmalardaki en rahatsız edici şeylerden birinin başımıza geldiğini düşündüm. Tanımadığın bir kızla ilk kez buluştuğunda ona göre çok şık giyinirsen seni yaşlı ve sıkıcı bulabilir. Eğer kot t-shirt gelirsen ve o şık giyinmişse seni çocuksu ve sıkıcı bulabilir 🙂 Hemen yola çıktım. Şehir dışında lüks 5 yıldzlı bir otelde 2 ayrı oda tutmuştum. Bu otelde daha sonra da konaklama ihtimali olduğu için ileride bir şekilde bu otelde birlikte kaldığımız anlaşılsın istemiştim. Hem onun hem de kendi adıma doğru olan bu gibi gelmişti. Yolda giderken aramızdaki yaş farkının ne kadar çok ortaya çıktığını düşünüyordum. Pek konuşmuyorduk. “Nasılsın? Neler yapıyorsun?” gibi sıkıcı laflar geveliyorduk ama tam bir sohbet değildi. Beklediğim, tanıdığım kız değildi sanki. Uzun yıllardan sonra ilk kez bir kızla birlikte olmaya kalkıp hem de bu kadar yol gelmiştim. Bunun bir fiyaskoya dönüşeceğinden korkmaya başlamıştım. Bir kaç dakika sonra radyoyu açtı. Kanal değiştirmeye başladı. Onun da çok sıkıldığını düşünüyordum. Ancak o radyoyla oynarken narin küçük elleri ve teninin ne denli çekici olduğunu fark ettim. O küçük elleri penisimin üstünde hayal ettim. Beresini çıkardı, saçlarını hareket ettirdikçe buram buram çok çekici bir parfüm kokusu gelmeye başlamıştı. Biraz şehir dışına çıkmaya başlayınca o da rahatladı sanırım ve “Neden bu kadar suratsızsın?” diye sordu. Afallamıştım. Bunu beklemiyordum. “Her zamanki halim” dedim. Aslında “suratsız olan sensin” diyecektim ama bunu söylemem gerekiyordu.Başak burcuydu. Başak kızlarının sağı solu belli olmaz. Alttan almak her zaman iyidir 🙂 “Hayır canım ben seni biliyorum, normalde çok güler yüzlüsün” dedi. Sonra sohbet etmeye başladık. Her şey normale dönmüştü. Bana bakarken o eşsiz bakışlarıyla beni delip geçiyordu. Yağışlı hava da kaza yapmamak için elimden geldiğince az bakmaya çalışıyordum.

Otele vardık. Giyim tarzlarımızla o yaşından daha genç, bense daha yaşlı gözüktüğüm için baba kız gibi görünüyorduk sanırım otelin lobisinde. Benim çok küçük bir valizim vardı. Onun yanındaysa dersten çıkıp geldiği için kitaplarını da taşıdığı bir çantası vardı. Çantalarımızı taşıyarak odamıza kadar eşlik etti otel görevlisi. Hala yalnız kalamamıştık. Ben onun odasına geleceğimi söyledim kulağına. Odama geçtikten sonra hemen duşa girdim. Dişlerimi fırçaladım. Üstümü giyip hiç vakit kaybetmeden onun odasına geçtim. Kapıyı tıklattım. Kapıyı açtı, elimi tutup beni içeri çekti ve dönüp kapıyı kapattı. Kabanını çıkarmıştı. Hiç beklemediğim kadar güzel giyinmişti. Üstünde üst düğmeleri açık seksi bir bluz vardı. Altında ise renkli burberry desenli bir mini etek vardı. Kalçaları o kadar büyüktü ki etek havalanmış koyu renk muz çoraplı bacaklarını iyice ortada bırakmıştı. Kocaman kalçalarına rağmen bacakları düzgün ve orantılıydı. Lise üniforması esintili şık bir kıyafetti. Gözlerimi ondan alamıyordum. Kapıyı kapatıp bana doğru döndüğünde gözlerindeki arzular oklar gibi fırlayıp bana saplanmıştı. Bana doğru geldi ve dudaklarıma yapıştı. Boyu benden 10 cm daha kısa olduğu için eğilmem gerekiyordu. Oldum olası benden daha kısa kızlar bana daha çekici gelir. Biraz eğildim. Dudakları alev gibi yanıyordu. Dolgun güzel dudaklarını doyasıya öpmeye başladım. Elimi başının arkasına koymuştum. Saçlarının arasına dolanmıştı. Belinde olan ve onu kendime doğru çektiğim diğer elimi yavaşça ve endişeyle o kocaman kalçalara doğru indirdim. O anda neye uğradığımı şaşırmıştım. Bu kocaman kalçalar taş gibi sertti ve inanılmaz bir his vermişti. Elimden çok çok daha büyüktü. İçimde bir atom bombası patladığını hissettim. Onu hemen o anda oracıkta ters döndürüp eteğini kaldırıp sikmek istemiştim. O kalçaları öpmek, ısırmak, yanlarında küçük kalan koca ellerimle onları tokatlamak, acı çığlıklarını duymak istemiştim. Ama daha çok vaktimiz vardı sabaha kadar. Bu genç, arzulu ve beni ihtirasla isteyen kızın her noktasının doya doya tadını çıkaracaktım. Öpüşme konusunda çok deneyimli değildi ama isteği ve aldığı hazları belli ediyor oluşu, dolgun dudaklarını öperken bana da çok haz vermişti. Güzel arzulu bir öpüşmek seksin giriş kapısıdır bence. Onunla ne kadar öpüştük bilmiyorum.

Bir süre sonra yatağa değil ama odadaki kanepeye geçmiştik. Hala öpüşüyorduk. Kıyafetlerimiz üstümüzdeydi. Ellerim kıyafetlerinin üstünden vücudunun her yerini okuşuyordum. Balensiz ve yumuşak sütyeninin altından küçük ve diri göğüslerini hissedebiliyordum. Biraz göbeği vardı. Bunu fotoğraflarda benden başarılı bir şekilde saklamayı becermişti bugüne kadar. Kadınlardan her zaman korkmak için küçük sebeplerden bir tanesi diye düşündüm içimden. Öpücüklerim dudaklardan yavaş yavaş yanaklarına, boynuna doğru kaymaya başlamıştı. Ben boynunu öptükçe ufak ufak inlemeye başlamıştı bile. Onu kanepeye yatırdım. Üzerine doğru uzandım bende. Bacaklarımız çapraz olmuştu. Pantolonumun altında taş gibi olmuş penisim vücuduna değiyordu. Artık zamanı gelmişti. Narin ufak kulak memesine dudaklarımla yavaş bir hamle yaptım. İnlemeler biraz daha sesli olmaya ve kalçaları hareketlenmeye başladı. O kalçalarını hareket ettirdikçe vücudu penisime bastırıyordu. Onun kıvrandığını ve bacak arasındaki kadınlığının sırılsıklam olduğunu biliyordum ama daha vakti vardı. Yavaşça kanepenin yanına doğru indim. Gözlerinin içine bakarak bluzunun düğmelerini açmaya başladım. Her düğme açıldıkça açılan bölümdeki teni öpüyordum. Minik ama arzu dolu öpücükler konduruyordum genç tenine. Bluzun önü açıldığında sütyeni artık ortadaydı. Seksi bir sütyen değildi. Ama yine de güzel gözüküyordu. Göğüsleri küçük olduğu için biraz çekiniyordu. Elleriyle sütyenini açmamı engellemeye çalışarak ürkekçe engel olmaya çalıştı. Bense direk gözlerinin içine bakarak ellerini yana indirdim. Gözlerimi gözlerinden hiç ayırmadan sütyeninin birini aşağı doğru sıyırdım. Yumuşak bir sütyen olduğu için zor olmadı. Küçük göğsü artık açıktaydı. Ancak ben nasıl olduğunu çok merak etsem de henüz bakmıyordum. Gözlerimi gözlerinden ayırmıyordum. Elimle göğsünü okşamaya başladığımda zevkten gözlerini yumdu. Artık tamamdı. Usulca başımı aşağı doğru çevirerek açıktaki göğsüne baktım. Küçük bir göğüstü. Avucumun içinde kalıyordu ama uçları çok güzeldi. Pembe renkli orta büyüklükte tam öpülesi göğüslerdi. Dudaklarımla göğüslerine dokundum. Harika bir kokusu vardı. Bir göğsünü öperken bir elime sırtından sütyen kopçasını çözdüm ve sütyeni çıkartıp kenara koydum. Açıkta kalan diğer göğsünü de okşamaya başladım. Artık bir yılan gibi kıvranmaya başlamıştı. Diğer elimle eteğinin altından bacak arasına bastırdığımda inlemeye başladı. Artık benimde dayanacak gücüm kalmamıştı. Sonrasında ateşli bir şekilde öpüşüp, soyunmaya başladık.

Tamamen soyunduğumuzda artık yataktaydık ve ben dudaklarımı bacak arasına gömmüş, ellerimle vücudunu ve göğüslerini okşuyordum. Dudaklarımla amının her noktasına ufak öpücükler bırakıyordum. Am dudaklarının kıvrımlı derisin her detayını dudaklarımda hissediyordum. Amının aşağısı tamamen sırılsıklam olmuştu. Ama o ıslaklığa gelmeden kuru yerleri kendi öpücüklerimle ıslanana kadar öptüm defalarca. Amını güzelce tıraş etmiş ve temizlemişti. Klitorisini emmeye, dilimle üstüne bastırmaya, en narin yerlerini keşfetmeye başlamıştım. Klitorisi şişmeye başladıkça hassas yerleri daha da belirginleşiyordu. Yılların deneyimiyle onu yatakta kıvrandırmaya ve inim inim inletmeye başlamıştım. Ellerimi kocaman kalçalarına doğru indirdim. Kalçalarının altına soktum. Kocaman kalçalrını avuçlayıp havaya doğru kaldırdım. Artık amı tamamen havalanmış ve tam karşımda duruyordu. Ağzımı sularına dayayarak emmeye dilimi içine sokarak onu delirtmeye başlamıştım. Amından sıvıları akıyordu sol baş parmağımı amına soktum. Elimin iç tarafını göt deliğine değdiriyordum. Amının içi sıcacıktı. Ağzımla amının üst taraflarını ve klitorisini nefes almadan emip öpüyor, minik ısırıklarka inletiyordum. İnlemeleri arasında “bana ne yapıyorsun” diyebildi sadece. Hiç durmadan, ne hızlanıp ne de yavaşlamadan onu inletmeye devam ettim. Ve ilk boşalması ağzımın içinde olmuştu. Titreyerek yoğun boşalan kızlardan değildi ama inlemelerinin çığlığa dönüşmesinden ve ağzıma bıraktığı sıvılarından anlaşılıyordu boşaldığı. Daha önceki sohbetlerimizden zor boşaldığını biliyordum. Kendinden geçmişti. Ona sarıldım. vücudunu öptüm. Dudaklarına ufak bir öpücük koyup banyoya geçtim. Yüzümü yıkadım. Geri geldiğimde hala aynı pozisyonda yatıyordu. Bacakları açık, dizleri havada, sırtüstü yatıyordu ve gözleri hala kapalıydı. Karşımdaki o güzel manzaraya daha fazla dayanamadım ve taş gibi olmuş penisimi sırılsıklam amcığa sokuverdim. Açıkçası bu kısım bir hayal kırıklığıydı. Amı beklediğimden daha gevşekti. Öpmesi yalaması çok zevkli, kalın dudaklı bir amdı ama içine girince daha güzellerini hissettiğimi düşündüm bir an. Yine de keyifliydi. Onu önce yavaş yavaş sonra daha sert sikmeye başladım. Öylece yatıyor, altında kıvranıp, inliyordu. O yatarken farklı pozisyonlarda uzun uzun siktim doyasıya. Artık yorulmaya başlamıştım. Üstüme çıkmasını istedim ve 2. şok. “Ben üstte yapamıyorum” dedi. “Tembelsin yani” diyecektim ama demedim tabiki. Onu ters çevirdim domalttım. Arkasına geçtim. İşte o muhteşem kalçalar tam da önümdeydi. Domalma pozisyonundayken penisim arasında kayboluyordu ama verdiği haz çok güzeldi. Koca kalçaları tokatlıyordum. Ufak çığlıklar atıyordu. Bir süre böyle devam ettik. Sonra bir anda durdu. “Bişey isteyebilir miyim?” dedi. Bana bakıyor ama gözlerini kaçırıyordu. “Tabiki, ne istersen” dedim. “TV açabilir miyiz?” dediğinde başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Sıkıldığını düşündüm. Benim bozulduğumu anlayınca “Beni yanlış anladın” dedi. “Ben çizgi film seyrederken yapmayı çok seviyorum” dedi. Ben daha da tuhaf oldum. Ne demek istiyordu anlamamıştım bile. “Çizgi fil mi?” diyebildim yüzümdeki şaşkın ifadeyi silmeye bile çabalamadan. TV kumandasını aldı, bir çizgi film kanalı buldu. Yüzünü TV’ye döndü kocaman kalçalarını ise bana çevirip kedi gibi salladı. “Hadi gel seni içimde istiyorum” dedi gülümseyerek. Ben neye uğradığımı şaşırmıştım. Çizgi film eşliğinde yorgunluktan yığılana kadar seviştik. Onun aldığı zevkte bir sıkıntı olduğunu sanmıyordum. Bundan ayrı bir haz alıyor gibiydi. Tükenene kadar siktim. Ben de beline doğru menimi fışkırtarak boşaldıktan sonra yorgunluktan yığıldım. Nefes almakta zorlanıyordum yorgunluktan. Zaten yolculuk yaptığım için biraz yorgundum. Dalmışım.

Ne kadar sürdü bilmiyorum. Belki 10 dk belki bir saat sonra kasıklarım kasılırken uyandım. Penisimi ağzına almış onu büyük bir arzuyla emiyordu. Yine semsert olmuştum. Penisimin başı kocaman olmuştu. Bir eliyle penisimin kökünden dondurma külahı gibi sıkıca tutmuştu. Küçük ve narin elleri tam da hayal ettiğim gibi kavramıştı penisimi. Ağzıyla, dili ve dişleriyle büyük bir maharet gösteriyordu. Başını öperken diliyle çılgıncasına her hassas noktasına dokunuyordu. Dişleriyle ufak ısırıkları canımı yaksa da hoşuma gidiyordu. Penisimin tamamını boğazının en derinlerine kadar emiyordu. Emmekten yorulup nefessiz kalınca vazgeçmiyor, penisimi yana alıp yukarıdan aşağı kadar emiyor, yalıyor sonra testislerimi öpüyordu. Oldum olası testislerim çok hassastır ve öpülmesinden çok hoşlanmam ama bu kız bu işte tam bir ustaydı. Öpüşmedeki ve sevişmedeki acemi kız gitmiş, içinden gelen arzuyla penisimi ağzının içindeki cennet bahçelerine hapsetmişti. Bu hiç bitsin istememiştim. Her zaman penise bu kadar hasret ve açlıkla saldıran kızlar bulmak kolay olmuyor diye düşünmüş inleyerek tadını çıkarmaya bırakmıştım kendimi.

O gece sabaha kadar uyuyup, uyanıp, çizgi filmler eşliğinde her pozisyonda ve duşta seviştik. Sabah olduğunda odama geçtim. Eşyalarımı topladım. Kızı aldığım avm otoparkına bıraktım. Derse gideceği için kahvaltı etmemiştik. Ben avm’de kahvaltımı yapıp uçağıma atladım ve İstanbul’a döndüm. Uzun süre sekssiz kaldıktan sonra kızın acemiliğine ve benim endişelerime karşın hiç de fena olmayan bir deneyim olmuştu. O günden sonra artık ne olursa olsun uzun süre sekssiz kalmamaya kesin karar vermiştim.

Bir cevap yazın