Merhabalar benim ismim Hevin 26 yaşında bir doktorum sizlere geçmişimden bir anımı anlatmak istiyorum. Umarım ibretlik olacağına inanırsınız.
İstanbul’a okumak için gelmiştim. Henüz 18 yaşında genç ve idealist bir kızdım. Üniversite sınavından iyi bir not almış ve tıp fakültesini kazanmıştım. Amacım doktor olmaktı. İdealist bir doktor olacak ve fakir insanlara yardımcı olacaktım. Ailemin maddi imkânı fazla değildi. Ancak beni okutacak kadar paraları vardı. Babam inşaat işçisi olduğu için iş sezonu güzel paralar kazanıyor ve annem ise terzilik yapıyordu. Beni İstanbul’da olduğum ilk yıllarda hiç bir zorluk yaşatmadılar. Ancak çokta iyi bir hayat sürdürdüğümü söyleyemem.
Tıp bölümü zor bir bölümdür ben üçüncü sınıfa geçmiştim ve parlak bir öğrenciydim. Sınıfımda pek çok zengin ve züppe tipler benimle uğraşır ancak onlara hiç aldırmazdım. Sonuçta önümde muhteşem bir geleceğim vardı. Üçüncü sınıfa geçtiğimde evden kötü bir haber almıştım. Babam inşaatın düşmüş ve omuriliğini zedelemişti. Yarı felç vurmuş gibiydi. Devlet onu emekli etmiş ancak ödediği para ailemin kendini geçindirecek durumda bir paraydı. Annem artık sağlık sorunları nedeniyle terzilik yapamıyordu. Babam belediyeden zor bela aldığı burs ile yurt paramı ödeyebiliyordu. Ancak koca şehirde beş parasız nasıl yaşanırdı. Artık hem okuyup hem çalışmam gerekiyordu. Yalnız ve çaresiz bir şekilde İstanbul’da tek başına kalmıştım. Benim gibi genç bir kızın üstelik zor bir bölüm okuyan bir kız için pek iş seçeneği yoktu. Bir arkadaşımın sürekli gittiği bir internet kaffede iş imkânı bulmuştum. İlk başlarda kaffenin sahibi bana karşı çok iyi davranıyordu. Genellikle babacan bir tavrı bulunuyordu. Genellikle para yetmediği için bana sürekli avans vermek zorunda kalıyordu. Ben çok ahmak bir kızım sonuçta erkeler bedelini ödemeden hiç bir zaman sana bir şey vermezlerdi.
Bir akşam patrona borcum bayağı kabarmıştı. Akşamüzeriydi ve kaffeyi kapatıyorduk. Son müşterilerde gitmiş ve babacan dediğim kaffeci ile yanlız kalmıştım. Kaffeci başka müşteri gelmesin diye dükkanı kilitledi. Bu hep olan bir şeydi. Ben ise koltukları düzenliyor ve paspas çekiyordum. Kaffe sahibi bana seslendi ofisi bir alt katta bulunan bilgisayarların olduğu yerdeydi. Yanına gittim. Bana çok fazla avans aldığımı ve bunun sonun nereye varacağını söyledi. Ben ise ailem para yollamıyor dedim. O ise her şeyin bir kolayı var güzel kız dedi. Ayağa kalkıp pantolonundan yarağını çıkarıp sallamaya başladı. Ben ise inanamıyorum dedim. O ise Hewin İstanbul burası ne yapacaksın fahişelik mi. Sen benim yarağımı ağzına al bende tüm borçlarını silim dedi. Gerçekten yapacağım sadece bir saksoydu. Sonra tüm borcum kapanacaktı. Elinde yarağı ile bekleyen adamın sönük kıllı yarağını ağzıma aldım ve yalamaya başladım. İçimden Hewin mezun olman için bunu yapmalısın diyordu. Adama dehşet bir yarak yalama yapmıştım. Adam ağzımda boşaldı ve tüm döllerini yuttum. Sonraki günlerde akşamları bana sikiş teklif etmeye başladı. Ben ise bedavaya olmayacağını söylüyordum. Hemen para koparıp, sonra onunla götümden siktiriyordu. Kaffeci gerçekten güzel yere dükkan açmış gibiydi. Beni ilk başlarda çok fazla zorluyordu. Çünkü götümün deliği çok dardı ve zor yarağı giriyordu. Ancak ona da alışmıştım. Artık adamın sıcacık dölleri götümün deliğinde patlıyor ve içimi ısıtıyordu.
Bu süre benim mezuniyetime kadar sürdü. Para lazım olunca kaffe sahibine gidip, onun ofisinde arkadan kullandırıyordum. Aileme bile para göndermeye başlamıştım. Babam ise bu para nerden geliyor sorusuna hayır sever bir iş adamı veriyor diyordum. Bu kaffeci beni 3 yıl kadar kullandı. Sonra TUS sınavını kazandım ve üniversiteye asistan oldum. Artık sırf zevk için sikişmeye başlamıştım. Kaffeci ise zevk kaynağının gitmesine üzülmüştü. Ancak yıllardır götümü sikmeyide ihmal etmedi.