Fransada Çalışmak İçin Girdiğim Evdeki Kızların Kölesi Oldum

tumblr_n656gfpCQx1taz84no2_1280Bugün anlatacaklarım tamamen doğrudur.

Ben o zaman 18 yaşımdaydım. Anam , babam ve 5 adet kardeşim ile beraber Montpellier’de güzel , küçük bir ev içerisinde yaşıyorduk. Biz hiç durmadan ortalığı darma duman ederdik ve anamızı çok yorardık. Ben çalışmak için bir karar aldım. O zaman ki aklım ile aldığım o karar kötü sonuçlar doğurdu. Fiziksel özelliklerim için en uygun meslek , en azından Fransa’da ‘ hizmetkarlık ‘ olarak adlandırılan o meslek olmuştu. Bizim evin önünde ki TÜRK arkadaşımız bana ÇOLAK olarak adlandırılan çok zengin bir ailenin hizmetkar aradıklarını söyledi. Hem para olarak hem uzaklık olarak çok uygun olduğu için gidip başvuru yaptım. Aynı zamanda Carcassona adlı bir şehirde olduğu için ve ben orayı çok iyi bildiğim için de çok uygundu. 1 haftanın ardından cevap geldi ve işe alınmıştım. Benim ile beraber alınan 5 erkek yetişkin de vardı. Sözleşme maddelerini falan ayarladıktan sonra bana odamı gösterdiler. Odam yerin altındaydı. Evin yer üstünde 2 katı ve evin yer altında 2 katı vardı. Hizmetkarlar ile asiller arasında biraz ayrımcılık yapılıyordu. Hangi katlar kimler için ayrılmış anlamışsınızdır. Asansöre bindik ve karanlık bir koridora girdik. Odamın anahtarını bana veren kapişonlu ve karanlıktan yüzü neredeyse hiç görünmeyen biriydi. Odama geçtim adeta bir zindan gibiydi ancak eski bir biçimde dekore edildiği için şirin küçük bir yatak odasına benziyordu. Eski bir biçimde dekore edilmiş derken Rönesans dönemine ait dolaplar ve pencereler , Birkaç Fransız kapısı ve İran halılarından söz ediyorum. Masanın üzerinde bir adet yırtık kağıt gördüm. Kağıtta burada hizmetkarların birbirlerine yaptığı işkencelerden söz ediliyordu. Sanırım benden önce burada kalan hizmetkarın günlüğüydü. Tünellerden ve işkencelerden bahis ediyordu. Kağıt yırtık olduğu için okuyamamıştım ki o sırada Fransız kapısı tam olarak 3 kez tıklandı. O tıklanmaya içime bir ürperti girdi. Kapıyı açtım ve kapının önünde tam 3 adet fıstık gibi kız vardı. Yaklaşık olarak 30-35 yaşlarında olan bu kızların 2 adeti sarışın mavi yeşil karışımı gözlere sahipti ve mavi ojelere sahipti. Diğer kız siyah saçlı koyu kahverengi gözlü bir kızdı ve kırmızı ojeli bir kızdı. ” Buyurun , efendim ” biçiminde cevap vermiştim o ürperti ile. 2 adet sarışın kız odadan çıktı ve kapıyı kilitlediler. 3.kız ile beraber kalmıştık. Bu arada benim boyum 1.70 metreydi. Ancak sonradan öğrendiğime göre bu 3 adet kızın da beraber gezmelerinin sebebi 3’ününde boyunun 1.83 metre olmasıymış. 3.kız aniden tam dudağımın kenarına çok sert – bana göre – bir tokat attı. O tokatın dudağımın kenarına değmesiyle ayaklarım yerden kesilircesine duvara kadar uçtum. Yere düşünce ensemden tutup beni ayağı kaldırdı ve ayağındaki topuklu ayakkabıyla burnumun sap kısmına çok sert – yeniden bana göre – bir tekme attı. Burnumdan ve dudağımdan akan kanlar size bir kan şelalesini anımsatabilirdi. Sonra yeniden ensemden tuttu fakat bu sefer beni yatağa fırlattı. Tam olarak göğsüme oturdu ve ayak bilekleri ile topuklu ayakkabıları ademelması olarak adlandırılan yere geliyordu. Üzerimde oturuyor ve o kocaman kırmızı ojeli elleriyle ağzımı sımsıkı kapatıyordu. Benim 5 yaşımdan beridir devam eden bir el hastalığım vardı. Tırnakları bakımlı ve elleri pürüzsüz olan bayanların ellerine hayranlık duyuyordum – ki bu devamında ayaklara ilgi duymama sebep oldu – Ağzımı kapattığında hiç tepki vermedim. Zaten veremezdim de. Hem hareket edemiyordum hem konuşamıyordum. Ancak elleri çok yumuşaktı. Bana ” Ellerimi çekeceğim ancak tek bir sözcük bile etmeyeceksin. ” dedi. Ve evet TÜRKtü. Ben kafamı salladım ve beni bıraktı tam o sırada yardım çağrıları yaptım. Kız sinirlendi tekrar aynı pozisyona gelip burnuma tam 3 adet çok sert – artık söylemeyeceğim – yumruk attı. Azıcık duran kanım tekrar lıkır lıkır akmaya başladı kızın eline de bulaşmıştı. Hemen ellerini bir tür peçeteye sildi. İçeriye güvenlik girdi. Ancak kız üzerime öyle oturmuştu ki güvenlik beni görmedi çünkü ben yatağın içerisine gömülmüştüm. Sonra üzerimden kalktı ve 2 adet kız arkadaşını çağırdı. Yatağa oturdular ve ayakkabılarını çıkardılar. Ben yerde sırt üstü yatıyordum. Sarışın kızlardan 1.si bacaklarımın üzerine çıktı. Sarışın kızlardan 2.si karnımın üzerine çıktı. Siyah saçlı kız ise öncelik olarak ayaklarını suratımda biraz dolaştırdı ve sonra aniden suratıma çıktı. Bu hareketin TRAMPLE ya da STANDİNG olarak adlandırıldığını sonradan öğrendim. 3’ününde ayakları hiç pis kokmuyordu hatta parfüm kokuyor bile denebilirdi. Nefes alamıyordum suratımda 2 adet 40 numara kırmızı ojeli kız ayağı vardı. Tam olarak 30 dakika yer değişe değişe bu işlemi gerçekleştirdiler. Sonra ayakkabılarını giymek için yatağa tekrar oturdular. Benim vücudum kocaman ayak izleri ile dolmuştu. O günden itibaren zaten ayaklara karşı ilgim oluşmuştu. Sonra siyah saçlı kız sarışın kızlardan 1.sine dönüp ” Kalk ve şu kapının arkasında kırmızı düğmeye bas. ” biçimde bir emir verdi. Emir verdiğine göre o kızdan daha üstündü. O da ” Hemen yapıyorum. ” biçiminde karşılık verdi. Sonra siyah saçlı kız sarışın kızlardan 2.sine dönüp ” Koridordan ayak sesleri geliyor , gidip bak. Eğer güvenlik ise onu oyala. ” biçiminde emir verdi. O da ” Peki , efendim. ” biçiminde karşılık verdi ve çıktı. Kırmızı düğmeye basılınca altımdaki yer açıldı ve bir tünelin içine düştüm. Ve üzerime yaklaşık olarak 100-150 kg ağırlığında bir miktar olacak biçimde sahildeki o yumuşak kumlardan döküldü. Kumların arasında sıkışmıştım. Ağzımın içerisi kum dolmuştu. 10 dakika sonra beni çıkardıklarında ağzımda ve burnumda kanlarla karışmış kumlar ve vücudumda ayak izlerini şeklini almış kum birikintileri vardı. Siyah saçlı kız yani 3.kız beni bir sandalyeye oturttu ve bana ” Bundan sonra bana itaat edeceksin. Senin bundan sonra ki efendin benim ben ne dersem o olacak. ” biçiminde bir şeyler saçmaladı. Ben her defasında hayır diye isteksizliğimi belirttim ancak 3 kez sorup evet yanıtını alamayınca sinirlendiğinde sandalyenin bacağını kırıp sandalyenin bacağıyla en az 10 kez suratıma vurduktan sonra kabul etmek zorunda kaldım. Kadın tam bir Sadistti ya da öyle nitelendirilebilirdi. Bana vururken gülüyordu. Şimdilik bu kadar ancak daha çok anım var tam 3 yıl onlara hizmet ettim o anılarımı sizler ile paylaşacağım.

Bir cevap yazın